Basın Yayın
Hilmi Dolaşmaz
hilmi@tarsusmerhabagazetesi.com -Geçen hafta içersinde Başbakanlık Basın Yayından, Tarsus’taki gazetelere Adana İl Müdürlüğü ekipleri geldiler.
Hoş beş, basın kartından söz açıldı.
Ben dedim ki.
“Başbakanlıktan verilen Sarı Basın Kartı Tarsus’ta geçmiyor.
Bankalar tanımıyor.
Hastaneler tanımıyor.
Şehir içi toplu taşımacılıkta hiç tanınmıyor.
Polisin çoğu tanımıyor.
Ben Sarı Basın Kartı yerine nüfus cüzdanımı gösteriyorum” dedim.
Dertleştik ve gittiler.
Tarsus’ta zaten basın tanınmıyor.
Hele hele son yıllarda yazdığı hiçbir yazının cevabını alamadı.
Boşa kürek çekiyoruz.
Fakat bu mesleğimiz başka ekmek parası kazanacak mesleğimiz yok.
Berber veya kunduracı olsam bundan iyiydi.
Tarsus 59 vilayetten büyük bir yer.
Fakat bazı eksiklikler var.
Hatta bir nahiye gibi görülüyor gibime geliyor.
Tarsus’ta çıkardığımız gazeteleri sadece Basın Savcılığı dikkatle tetkik ediyor.
Ben bir gün bir resmi kuruluşta basın kartımı elime aldım.
“Basın” dedim.
Karşımdaki “Nereye basayım beyefendi” dedi.
Bunu her zaman yazar ve anlatırım.
Bu konuda çok dertliyim.
Derdimi anlattıysam da bu işe bir ciddiyet bulunmadı.
Benim aldığın Sarı Basın Kartı, Tarsus’un dışında tanınıyor da burada neden tanınmıyor?
Yıllardır içimde bu bir kangren oldu.
Bir eksiklik var ama ne?
Adamda basın kartı yok.
Arabasının camına basın diye yazıyor.
Kimsin diyen yok.
Benim Sarı Basın kartım var.
Ben nüfus cüzdanımı gösteriyorum.
Bu acı değil mi?