20 Kasım 2016 - Pazar
GİZLİ BİR ATAK VAR
Yazar - Hilmi Dolaşmaz
Okuma Süresi: 3 dk.
1177 okunma
Hilmi Dolaşmaz
hilmi@tarsusmerhabagazetesi.com -
Bana kalırsa son günlerde Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın aleyhine gizli muhalifler, daha doğrusu siyasiler ataktalar.
Nasıl karalarız.
Nasıl bir püf nokta bulurda mahkemeye çıkarırız gibi bir hamle içerisindeler veya biri bunu yapıyor gibime geliyor.
Bilindiği gibi Burhanettin Kocamaz uzak ilçelere gitmesi için bir helikopter almıştı.
Fırsat bulsalar, Kocamaz’ın bindiği helikopterin altından hava geçiyor diye şikâyet edecekler.
Bir püf nokta aranıyor.
Fakat hiçbir suç unsuru bulunmuyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz, sabaha karşı yani gece yarısını geçtikten sonra saat üçte veya üç buçukta ayağa kalkıyor yola revan oluyor.
Ben yağ çekmek istemiyorum.
Mersin’in tarihinde hiçbir belediye başkanı olağan bir şey olmadıktan sonra bu saatte kalkmazdı.
Her yeri o saatten sonra denetlemez ve denetlememişlerdir.
Şimdi bir fıkra anlatayım.
“Delikanlının biri her üç günde anasını doktora götürürmüş.
Doktor artık muayene etmekten usanmış.
Son muayenesinde.
Teyze demiş.
Seni everelim artık.
Oğlu doktora kafa tutarcasına, doktor! Sen annemle nasıl böyle konuşursun demiş.
Annesi oğluna dönerek.
Kes lan sesini.
Sen doktordan daha mı iyi bileceksin demiş.”
Ben de Tarsus’ta yirmi sene Kocamaz’ı takip ettim.
Onun için bilirim.
Şimdi bunlar siyasi oyun değildir.
Siyasi bir cahilliktir.
Aday olacaksanız.
Kocamaz’ın karşısına akılla çıkın.
Siyasi mücadelenizi yapın.
Böyle uğraşanların ben üstüne gülüyorum.
Cahilce bir mücadele diyorum.
Bakarsınız karşısına bakanlık yapmış biri çıkar ve mücadelesini verir.
Politika ustalık ister.
Yanlış yuvarlak ihbarlarla politika yapılmaz.
Siz yaptıkça Kocamaz daha da büyür.
Ben daha Kocamaz’ın makamına gitmedim.
Görüşümü yazıyorum.
Kendisini de fuzuli meşgul etmek istemiyorum.
Fakat bugün Mersin’de bir hizmet var.
Geziyor görüyorum.
Tabi bana da iftira edenler var.
Kulak arakası ediyorum.
Onlar benim muhatabım olamazlar.
Her yalanları ortaya çıkıyor.
Kendileri yalan söylüyorlar.
Kendi yalanlarına da kendileri inanıyorlar.
Ondan sonra yüzlerine söylendiği zaman.
Yüzleri kızarmıyor.
Eskiden lunaparklara getirirlerdi ya.
Sadece başka yerleri kızarıyor.
Nasıl karalarız.
Nasıl bir püf nokta bulurda mahkemeye çıkarırız gibi bir hamle içerisindeler veya biri bunu yapıyor gibime geliyor.
Bilindiği gibi Burhanettin Kocamaz uzak ilçelere gitmesi için bir helikopter almıştı.
Fırsat bulsalar, Kocamaz’ın bindiği helikopterin altından hava geçiyor diye şikâyet edecekler.
Bir püf nokta aranıyor.
Fakat hiçbir suç unsuru bulunmuyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz, sabaha karşı yani gece yarısını geçtikten sonra saat üçte veya üç buçukta ayağa kalkıyor yola revan oluyor.
Ben yağ çekmek istemiyorum.
Mersin’in tarihinde hiçbir belediye başkanı olağan bir şey olmadıktan sonra bu saatte kalkmazdı.
Her yeri o saatten sonra denetlemez ve denetlememişlerdir.
Şimdi bir fıkra anlatayım.
“Delikanlının biri her üç günde anasını doktora götürürmüş.
Doktor artık muayene etmekten usanmış.
Son muayenesinde.
Teyze demiş.
Seni everelim artık.
Oğlu doktora kafa tutarcasına, doktor! Sen annemle nasıl böyle konuşursun demiş.
Annesi oğluna dönerek.
Kes lan sesini.
Sen doktordan daha mı iyi bileceksin demiş.”
Ben de Tarsus’ta yirmi sene Kocamaz’ı takip ettim.
Onun için bilirim.
Şimdi bunlar siyasi oyun değildir.
Siyasi bir cahilliktir.
Aday olacaksanız.
Kocamaz’ın karşısına akılla çıkın.
Siyasi mücadelenizi yapın.
Böyle uğraşanların ben üstüne gülüyorum.
Cahilce bir mücadele diyorum.
Bakarsınız karşısına bakanlık yapmış biri çıkar ve mücadelesini verir.
Politika ustalık ister.
Yanlış yuvarlak ihbarlarla politika yapılmaz.
Siz yaptıkça Kocamaz daha da büyür.
Ben daha Kocamaz’ın makamına gitmedim.
Görüşümü yazıyorum.
Kendisini de fuzuli meşgul etmek istemiyorum.
Fakat bugün Mersin’de bir hizmet var.
Geziyor görüyorum.
Tabi bana da iftira edenler var.
Kulak arakası ediyorum.
Onlar benim muhatabım olamazlar.
Her yalanları ortaya çıkıyor.
Kendileri yalan söylüyorlar.
Kendi yalanlarına da kendileri inanıyorlar.
Ondan sonra yüzlerine söylendiği zaman.
Yüzleri kızarmıyor.
Eskiden lunaparklara getirirlerdi ya.
Sadece başka yerleri kızarıyor.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları