SusraT

Evet, bugün Tarsus’un adını ters yazdım.
Düzeltir ÖZÜR dilerim.
Neden yazıyorum?
Tarsus, Türkiye’de Dünya’nın geçiş noktası olan bir şehirdir.
Fakat kıymeti bilinmeyen şehir diyorum.
Bunu üzülerek söylüyorum.
Tarsus ADANA ve MERSİN’in arasında sıkışmış bir şehirdir.
Aslında sıkışmamışta sıkıştırılmış gibi görünüm arz eder.
Tarsus sahillerinin üzerine az rastlanan bir şehir.
Fakat sahillerine sahip çıkan veya çıkanlar yok.
Bu şehrin bazı çok güzel yerleri var.
Neden önem kazanmaz?
Ben bunu yıllarca yazar dururum.
Tarsus’ta tarihte ÜNİVERSİTE var mıydı?
Tarihi karıştırırsak vardı.
Şimdi bir üniversite kurulacak.
Nereye yapalım derdine düşmüşüz.
Bu konuda bir toplantı yapılmış mı?
Zannetmem.
Duyumlarıma göre.
Falan yeri yıkalım oraya yaptıralım.
Mevcut bir liseyi, üniversite yapalım gibi duyumlar alıyorum.
Mesela Eshab-ı Kehf sırtlarına yapsak ne olur?
İyi düşünmek lazım.
Adı Dünyaya bile yayılır.
Ne ise ben küçük (!) beynimle söylüyorum.
Gelelim şehir içine.
Bakım var mı?
YOK:
Atatürk Caddesine dört taraftan görünen bir SAAT yaptırılmış
Gelin görün ki SAAT resmen pislikten ve bozukluğundan dolayı ağlıyor.
Mersin Belediyesi’nin bu saate el atmasını RİCA ediyorum.
Bakılmayacaksa sökülsün yeri doldurulsun.
Bir Şehre yakışmayacak kirlilik ya kaldırılır ya temizlenir.
Yazık oluyor bu şehre.
Yabancılar geliyor resim çekiyorlar.
Bu pislikte görülüyor.
Bazı konuları yazarsam da boşa yazıyorum (!) gibime geliyor.
Yahu bu şehre ne oldu?
Acaba kimsenin haberi var mı?
Var mıdır diyorum.
Elbette var.
Fakat teğet geçiliyor diyorum.
Ben onun için yazımın başlığını ters yazdım.
Belki faydası olur.
Lütfen düzeltin.