TEŞEKKÜRLER, SAYIN BAHÇELİ, TEŞEKKÜRLER SAYIN KILIÇDAROĞLU

Seçimin galipleri: AKP-pkk (kandil)-sandığa gitmeyen vatandaşlar, sandığa gidip de sözde tepki oyu veren vatandaşlar, sandığa gidip de’’ imama kızıp namazı terk edip AKP’ye oy veren cemaat’’, sandığa gidip de AKP’nin ‘’maskeli milliyetçiliğine’’ kanan vatandaşlar, ülkeyi istediği gibi yöneten, sömürge olarak kalmasını sağlamak isteyen egemen güçler

Seçimin yenilenleri: Türkiye Cumhuriyeti Devleti-hdp-MHP-CHP-AKP’ye oy veren AKP’li vatandaşlar (galiplerde AKP var, AKP’ye oy veren vatandaşlar yok), sandığa gitmeyen vatandaşlar

AKP hakkında bir analiz: AKP bir merkez sağ parti olmadığı gibi, AKP, bünyesinde, hdp’den, MHP’den, kendine uygun parti bulunmadığını söyleyen solculardan, liberallere, değişik cemaatlere kadar, çoklu, karışık bir parti olup, bu karışım homojen değildir. Yani, ayrılmaz, parçalanmaz bir bütün değildir. Aralarında harç olmayan tuğlalar gibi, elbet yıkılmaya mahkûm bir koalisyondan ibarettir AKP. Ne yazık ki bu karışımın büyük çoğunluğunun ortak paydası bu karışımı oluşturanların maddi çıkarlarıdır. Azınlık kısım ise, kandırılanlar, tepki oyu verenler diye tanımlanabilir.

Sayın Devlet Bahçeli’ye sormak gerekir; Sayın Bahçeli, izlediğiniz yanlış stratejinin neticelerini görüyor musunuz? Stratejiniz sonucunda birçok MHP’li vatandaş AKP’ye oy verdi. Ve AKP’ye oy veren, bir kısım bölücü kişilerle, bir ortama mahkûm ettiniz vatandaşları. Koalisyona ‘’hayır’’ diyerek; hdp’nin desteğinde, CHP-MHP azınlık hükümetine ‘’hayır’’ diyerek, neticede, partililerinizi, AKP’ye yönlendirdiniz ve AKP içerisinde bulunan bir kısım bölücülerle böylece ‘’mecburi bir koalisyon’’ oluşmasına neden oldunuz. ‘’hdp ile hiçbir kulvarda birlikte olmam.’’ anlamında sarf ettiğiniz beyanatlarınız, amacına ulaştı mı? hdp, bugün artık TBMM’nde, MHP’den çok daha fazla temsil kabiliyetine, milletvekili sayısına sahip. Şimdi de diyorsunuz ki; ‘’ 1 Kasım seçimlerinden sonra MHP ve CHP’de olağanüstü genel kurul isteklerine dair muhalif sesler çıkması, AKP’nin bir oyunu ve bu çok manidar.’’ Sayın Bahçeli, manidar olana sebep olan kim? Bırakalım yapana bakmayı, yaptıranlara, sebep olanlara da bakalım. ‘’Partiden ihraç edileni ve mahkeme kararıyla geri döneni, AKP ile işbirliğiyle suçlamak; Kutsiyet arz eden ‘Annelik’ kavramına sahip olabilen, Milletvekili olabilen, Parti’nin en üst kademelerinde görev alabilen, ‘kadını’, MHP’de kadın genel başkan olamaz, diyerek dışlayan’’ düşüncelerinizi, sözcüleriniz aracılığıyla dile getirmeniz, partiyi, inanın AKP’nin amaçladığından daha aşağılara götürecektir. Bıraksaydınız, azınlık hükümeti kurulsaydı, bıraksaydınız, CHP’ye deseydiniz ki, beni hdp ile muhatap etme, sizce 1 Kasım seçimleri gerçekleşir miydi, seçime gerek kalır mıydı? Bugün, çoktan, CHP ve MHP’ye boyun eğen AKP ile uzun süreli ve tüm koşullarınızı kabul ettirdiğiniz üçlü koalisyon hükümeti kurulmuştu. Siz böyle devam ederseniz, ‘’kandan, terörden beslenen, iktidar olmak istemeyen bir partidir, oy vermeyin’’ haksız söylemlerine çanak tutulmaya devam edilecektir.

Ve böylece Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sormak gerekir; Sayın Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanlığı seçiminde izlediğiniz stratejinin yanlış olduğunu, artık bugün, kabul ediyor musunuz? ‘’Yeni CHP’’ adı altında yapılan girişimlerin olumsuz neticelerinin farkında mısınız? CHP’nin eskisi yenisi olmaz. CHP, içindeki ulusal bakış açısı dışındaki unsurları kusar, fark edebildiniz mi bunu? Kürt Vatandaşlarımıza hitap edecek seçim bildirgeniz ve çalışmanız olmadan, ağzınızla kuş tutsanız, Kürt Vatandaşlarımızdan oy alamayacağınızı, görebiliyor musunuz? Hüseyin Aygün ve benzeri kişilerin partide ‘’doku uyuşmazlığı’’ ve’’ alerji’’ yarattığını görmüyor musunuz? Laiklik ile dinsizliğin asla aynı anlamlarda olmadığını, partinin, dine karşı bir söylemi, eylemi, programı olmadığını, iktidar olduğunuz takdirde bu aleyhte, haksız propagandayı boşa çıkaracak eylem ve politikalarınızın olacağını ispata yarar eylemlere, şimdiden başlamazsanız ‘’ din düşmanı parti ‘’ haksız söylemlerine çanak tutulmaya devam edilecektir.

Ve tüm parti liderlerine ve lider kadrolarına sormak gerekiyor; Uyandınız mı? Şahsi beklentilerinizle oluşturduğunuz stratejilerin tutmadığını, tutmayacağını; Her hareket ve söyleminizin AKP’ye yaradığını; Yeni seçim çalışmalarının, seçimin bittiği gün başladığını, başlamak zorunda olduğunu; Parti içi eğitimimin önemini; Parti teşkilatının değerini ve seçiminde çok hassas olunması gerektiğini… anladınız mı yoksa biraz daha mı kafanıza vura vura anlatılması gerek?

Son söz: Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz/Sultan Süleyman'a kalmadı böyle/Hiçbir kitap yazmaz…